Glomus Tümörü

Glomus tümörü tedavisinde cerrahi yöntem, günümüzde oldukça gelişmiş anestezi ve cerrahi teknikler sayesinde oldukça güvenli hale gelmiştir. Bu sayede, işlem sonrası ortaya çıkabilecek istenmeyen durumların (komplikasyon) riski oldukça düşürülmüştür.

Glomus tümörünün temel tedavisi cerrahidir. Yani, hasta genel anestezi altına alınarak, boyun bölgesinde yapılan bir ameliyatla tümör vücuttan çıkarılır. Bu cerrahinin en önemli amacı, şah damarı olarak da bilinen karotis arter ve bölgedeki diğer önemli sinirlere zarar vermeden tümörü tamamen çıkarmaktır. Bu sayede hem tümörden kurtulmak hem de hastanın yaşam kalitesini etkileyebilecek komplikasyonların önüne geçmek hedeflenir.

Glomus tümörleri genellikle iyi huylu (benign) özellikte olduklarından, radyoterapi veya kemoterapi gibi yöntemler bu tür tümörlerde pek etkili olmamaktadır. Özellikle radyoterapi, ileriki dönemlerde yapılacak bir ameliyatın daha zorlu hale gelmesine neden olabilir. Bu nedenle, glomus tümörlerinin en etkili ve tercih edilen tedavi yöntemi cerrahidir. Yani tümörün ameliyatla vücuttan çıkarılmasıdır.

Glomus Tümörü Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Glomus tümörleri, genellikle vücudun diğer bölgelerine yayılmayan (metastaz yapmayan) iyi huylu (benign) tümörlerdir. Ancak, tedavi edilmezlerse zamanla büyümeye devam ederler. Bu büyüme, tümörün bulunduğu bölgeye ve büyüklüğüne bağlı olarak farklı sorunlara yol açabilir.

  • Büyüyen tümör, çevre dokulara baskı yaparak: Sinirleri sıkıştırabilir, damarları daraltabilir veya diğer organlara baskı uygulayabilir. Bu durum, ağrı, uyuşma, güçsüzlük gibi belirtilere neden olabilir.
  • Ameliyat riskini artırır: Tümör büyüdükçe, cerrahi müdahale daha zor ve riskli hale gelebilir. Çünkü daha büyük ve karmaşık bir anatomik yapıya sahip olan tümörün çevre dokulardan ayrılması daha uzun sürebilir ve komplikasyon riskini artırabilir.
  • Estetik sorunlara yol açabilir: Özellikle yüz veya boyun bölgesinde yerleşen glomus tümörleri, büyümeyle birlikte görünür hale gelebilir ve kişinin dış görünüşünü etkileyebilir.

Bu nedenle, glomus tümörleri teşhis edildiğinde, mümkün olan en kısa sürede cerrahi yöntemle çıkarılması genellikle önerilir. Erken teşhis ve tedavi, hem hastanın yaşam kalitesini koruması hem de komplikasyon riskini azaltması açısından önemlidir.

Glomus Tümörü Ameliyatı Sonrası Süreç

Glomus tümörü ameliyatı geçiren bir hasta, genellikle ameliyatın ardından yoğun bakım veya normal servis gibi uygun bir ortamda takip edilir. Ameliyat bölgesinde birikebilecek kanı dışarı atmak için ‘dren’ adı verilen ince bir tüp yerleştirilir. Bu dren, genellikle 2-4 gün içinde çıkarılır.

Ameliyat sonrası dönemde hafif ila orta şiddette ağrılar görülebilir. Bu ağrılar, genellikle ağrı kesicilerle kolayca kontrol altına alınabilir. Günümüzde ameliyat kesileri, kendiliğinden eriyen iç dikişlerle kapatıldığı için, dikiş alım işlemi gerekmez.

Ameliyatın birinci haftasında, hastanın iyileşme süreci gözle görülür şekilde ilerler. Pansumanlar tamamlanır ve hasta, günlük yaşantısına dönmeye başlar. Hatta bu süre içerisinde banyo yapmaya bile başlayabilir.